Anadolu topraklarının üzerindeki bin yıllık medeniyet macerasının neredeyse her günü bir kahramanlık destanına sahne olan Aziz Milletimiz; 18 Mart 1915’te bu destanlara bir yenisini eklemiş ve bütün dünyaya hem insanlığın hem de millet olma şuurunun ne olduğunun adeta dersini vermiştir.
Bir hiç uğruna dünyanın sömürge milletlerinden toplanan on binlerce insanla desteklenmiş o günün hakim güçlerinin ordularına karşı, vatanın her köşesinden gelen bu milletin evlatları, birlik ve kardeşliğin gücünü bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir.
Tıpkı yüz yıl önceki gibi bugün de Aziz Milletimiz, vatanına yönelmiş bütün tehditlere karşı dimdik ayaktadır ve omuz omuza, kardeşliğinin gücüyle şehitlerimize layık olmaya çalışmaktadır. Milletimizin gerek teröre karşı mücadele, gerekse 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında ortaya koymuş olduğu kararlı irade, yazılan yeni şahadet destanlarıyla taçlanmış ve bir asır önceki Çanakkale ruhundan en küçük bir eksilme olmadığını bütün dünyaya açıkta göstermiştir.
Bu ruh ve bu anlayışla, milletimizin birlik ve beraberliğinden alacağı güçle, Anadolu üzerinde yeni destanlar yazacağına, hem bölgesinde hem de dünya üzerindeki mazlum milletlerin umudu olacağına, dünyaya barış ve adaletin hakim olmasında büyük rol oynayacağına inanıyor. Bu millet bu yüksek fedakarlık bilinciyle bunu başarabilecek ve tıpkı geçmişte olduğu gibi dünyada yüksek bir medeniyet seviyesine erişecek güçtedir.
Bu vesileyle 103 yıl önce bu vatanın selameti için Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve vatan müdafaasının söz konusu olduğu her noktada, bugüne kadar canını ortaya koyarak adını tarihe altın harflerle yazdıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz.